Çocuklarda İşitme Kaybı
Hayata adım attıkları günden itibaren bebek ve çocukların dünya ile bağlantılarını sağlayabilmeleri için işitme duyusu çok önemli bir yer teşkil eder. Dil gelişimi için çocukların sesleri duymaları, bu sesleri tanımayı ve aynı sesleri çıkararak konuşmayı öğrenmeleri gerekmektedir. İşitme sorunu yaşayan çocuklar, bu gelişim evrelerini doğru sırada tamamlayamazlar. Sesleri duyamazlarsa, konuşmaları bozulur, okul başarıları düşer, sosyal gelişim olarak yaşıtlarını yakalayamaz ve psikolojik olarak olumsuz yönde etkilenirler. Çocukların bu gelişim evrelerini tam ve sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmesi için işitmelerinin düzenli bir şekilde kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle oluşabilecek olumsuzluklar, erken tanı ve tedavi ile ortadan kaldırılabilmektedir.
Çocuğunuzda işitme kaybı olduğunu nasıl anlarsınız?
Yeni doğanlarda işitme kaybı, travma ya da ailesel yatkınlığa bağlı olabilir. Orta kulak iltihabı, yüksek sese maruz kalma gibi durumlar da çocukluktaki geçici ve kalıcı işitme kaybının önemli sebeplerindendir.
Çocuklarda görülen işitme kaybının en sık görülen belirtileri, kendini ifade edememekten kaynaklanan huysuzluk ve sinirlilik halidir. Eğer bebeğiniz, 0-6 ay arası yüksek sesle birlikte uyanmıyor, sesleri taklit etmiyor; 6-12 ay arası konuşma sesi çıkarmıyor; 1-2 yaş arası çevreden gelen seslere tepkisizse, seslenildiğinde tepki vermiyorsa, yüksek sesle TV izliyor ise işitme kaybı yaşıyor olabilir. Bu durumda vakit kaybetmeden bir KBB uzmanına gidilmedir.
İşitme kaybı olan bir çocukta kısaca;
- Yaşıtları ile kıyaslandığında dil ve konuşma becerilerinde gerilik,
- Televizyon, radyo ve bilgisayarı yüksek sesle ya da yakından dinleme,
- Düşük şiddetli komutlara cevap vermeme,
- Kalabalık ve gürültülü ortamlarda seslere olan tepkisinin azalması,
- Gürültülü ortamlarda seslerin yönünü tayin etmede zorluk,
- Yüksek sesle veya çok kısık sesle konuşma,
- Arkadaşları arasında çekingen olma, kendini dışlanmış hissetme,
- Konuşmasında yanlış ton ve vurgulardan kaynaklı akıcılığın bozulması,
- Okul arkadaşlarından daha geride olan okuma yazma becerisi,
- Uzun süreli tedavileri olan kulak enfeksiyonu öyküsünün bulunması,
- Arkadaşları ve ailesi ile konuşurken dudak okuma alışkanlığı bulunması,
- İşitselden çok görsel uyaranlara daha çok tepki vermesi gibi belirtiler vardır.
Çocuklarda İşitme Kaybı Tanısı
İşitme duyumuzun gelişimi, doğum öncesi anne karnında tamamlandığından, doğuştan bir kayıp varsa yeni doğan bebeklerde işitme taraması ile tanı konulabilmektedir. Bu tarama testleri çok önemlidir çünkü araştırmalar, işitme kaybı olan çocuklarda 6 aylıktan önce işitme cihazı kullanılmaya başlanırsa işitmesi normal olan çocuklarla aynı oranda dil gelişimi görüldüğünü ortaya koymuştur.
İşitme kaybında erken teşhis çok önemlidir. Bir çocuğun işitmemesi onun karakterini dahi değiştirecektir. Özellikle okul çağına gelmeden tedaviye başlanması oldukça önemlidir.
Çocuğunuzda işitme kaybından şüphe ediyorsanız, öncelikle Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanına gitmeniz gerekmektedir. KBB uzmanı, çocuğunuzun kulak muayenesini yaptıktan sonra odyolojik testlerin yapılması için sizi bir işitme merkezine yönlendirir. Çocuklarda işitme kaybının tespit edilmesinde; bebeğin öyküsü, odyolojik testler ve davranışsal testler kullanılır;
Yeni Doğan İşitme Testleri
Yeni doğanlarda işitmenin değerlendirilmesi için yeni doğan işitme taraması kapsamında, OAE (Otoakustik Emisyon) ve ABR/BERA kullanılır.
Otoakustik Emisyon
Otoakustik emisyon (OAE), koklea tarafından kendiliğinden veya işitsel bir uyaran tarafından yayılan düşük seviyeli bir sestir. Spesifik olarak, OAE’ler dış tüylü hücrelerin fonksiyonuna ilişkin bilgi sağlar. OAE tarama testi yaklaşık olarak 4-8 dakika gerektirir. OAE’yi esas alan yeni doğan işitme taramasının uygulanması, gürültülü çevrede ve ilk 24 saatte kulak yolunu tıkayan bir etmen varlığında zorlaşır. İşitmesi normal olan bebekler, bu etmenlerden dolayı işitme kaybı varmış gibi testten kalabilirler.
İşitsel Beyin Sapı Cevabı (ABR-BERA)
BERA, işitme eşiğinin değerlendirilmesi ve retrokoklear lezyonların teşhisi için uygulanan bir testtir. Çalışmanın amacı, işitme kaybı veya patolojik konuşma gelişimi şüphesi olan çocuklarda işitme düzeyini araştırmaktır.
Davranış Gözlem Odyometrisi (DGO)
DGO, 3 yaşın altında ve/veya test yapılırken işbirliği yapmayan, engelli, otizm veya SP tanısı bulunan çocuklara yapılan bir testtir. Bu test, çocuğunun işitme cihazına yanıtını veya işitme cihazının veya koklear implantın faydalarını değerlendirmek için yapılır. Adından da anlaşılacağı gibi DGO, çocuğun davranışsal ve istemsiz reflekslerinin çalışılmasına dayanmaktadır.
Görsel Pekiştireç Odyometrisi (GPO)
Görsel güçlendirme odyometrisi (VRA), bebekler ve normal testler için küçük olan çocuklarda işitmenin değerlendirmesini sağlayan bir testtir. VRA, küçük çocukları seslere cevap vermek üzere eğitmeyi amaçlayan davranışsal koşullara dayanır. Test, 6 ay – 2/3 yaş arası çocuklar için tasarlanmıştır.
Oyun Odyometrisi
Standart saf tonlu odyometreler, kulaklık (headphone) ve geri bildirim düğmesi kullanır. Bu nedenle küçük çocuklar için pratik değildir. Oyun odyometrisi, yumuşak uçlu kulak içi kulaklık veya ses alanı hoparlörü kullanır. Video animasyonları veya ışıklı oyuncaklar gibi görsel güçlendiriciler, çocuğu, sesin yönüne doğru bakması konusunda “eğitmek” için hastanın her bir tarafına 90 dereceyle yerleştirilir.
Testler sonucunda işitme kaybı saptanırsa bu kayba yönelik medikal veya cerrahi tedaviler düzenlenir. Ancak işitme kaybı kalıcı (sensörinöral) tipte bir kayıp ise çocuğunuza işitme kaybına uygun özellikte işitme cihazı önerilir.
İşitme kaybı sık görülen bir sağlık sorunu mudur?
Ülkemizde 2.5 milyon işitme kayıplı birey bulunmaktadır. Bunların 500.000’i, 0-18 yaş arası çocuklardan oluşmaktadır. Dünyada ise işitme kayıplı çocuk sayısı 35 milyonun üzerindedir. Dünyaya gelen her 1000 çocuktan 7’si işitme kaybı ile doğmaktadır. Bu oranlar bize işitme kaybının ne kadar yüksek oranlarda görüldüğünü ve önemli bir sağlık sorunu olduğunu göstermektedir. Ülkemizde her doğan bebek işitme kaybı açısından değerlendirilmek üzere işitme taramasından geçirilerek, işitme kayıpları erken tanılanmaktadır.
İşitme kaybının çocuklardaki olumsuz etkileri nelerdir?
Dil gelişimi, bebeklikten başlayarak okul yıllarına kadar devam eden uzun bir süreci kapsar. Bu süreçte oluşan aksaklıklar, dil gelişimini olumsuz yönde etkiler. Dil gelişimine en büyük etkiyi yapan faktör işitmedir. İşitme, dil gelişimi, okul başarısı, sosyallik, iletişim ve zekâ ayrılmaz bir bütünüdür. İşitme kaybı olan çocuklar, yaşıtlarına göre gelişimsel olarak gecikme yaşarlar. Bu gecikmenin sonucu olarak öğrenme güçlükleri, okul başarısında düşme, iletişim bozuklukları ve sosyalleşmede sorunlar ortaya çıkar.
Çocuğumda işitme kaybı var. Ne yapmalıyım?
Çocuğunuza kalıcı (sensörinöral) işitme kaybı tanısı konulmuşsa, kaybın tipine ve seviyesine uygun işitme cihazı kullanması gerekmektedir. En çok dikkat edilmesi gereken nokta ise bu işleminin vakit geçirmeden, hızlı bir şekilde yapılmasıdır. Çocukluk döneminde kaybedilen her günün önemi çok büyüktür. Çocuğunuzun büyüme döneminde çevreden alması gereken uyarıları ertelemek, onun gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.
Ebeveynler olarak cihazlanmayı kabullenmek zor bir süreçtir. Aile, bu süreci ne kadar hızlı bir şekilde aşarsa, çocuğun uyum sağlaması da o kadar çabuk olmaktadır. Gerekli durumlarda KBB uzman, odyolog, odyometrist ve psikolog yardımı ile bu süreci desteklemek gerekebilir. Anne baba olarak, bu uzun ve zorlu bu süreci engel olarak görmeden aşmak için sizlere büyük bir pay düşecektir.
Çocuğum için işitme cihazında nelere dikkat etmeliyim?
Çocuklarda işitme kaybının tedavisinde en önemli yöntem cihaz kullanımıdır. Son teknolojiyle üretilen cihazlar sayesinde çocuk işitme engeli bulunmayan çocuklarla eşit seviyeye gelebilir. Çocuklarda dil gelişimi 2 yaşında başlayarak 4 yaşında tamamlanır. Bu sebeple yeni doğan tarama testini geçemeyen çocuklarda ileri işitme tetkitleri yapılarak işitme kaybı teşhisi konulduğu takdirde çocuğun hemen cihazlandırılması gerekmektedir. Çocukların bu süreçte dil gelişimi tamamlanmadığından dolayı yetişkinler gibi duymadıkları kelimeleri zihinleriyle tahmin edip, tamamlayamazlar. Cihaz seçimi yapılırken gürültüyü baskılayıp, konuşmayı güçlendiren cihazlar tercih edilmelidir. Eğer çocuk iki kulağında işitme kaybı yaşıyorsa mutlaka iki cihaz kullanması gerekir. Böylelikle çocuğun dil ve konuşma gelişimi daha da hızlanacaktır.
Bebeklerde ve çocuklarda kalıcı işitme kaybı, sadece cihazlandırma ile çözülememektedir. Gerekli durumlarda, çocuğunuza rehabilitasyon ve özel eğitim desteği de vermeniz gerekebilir. Bu ortak eğitim ve rehabilitasyonun en verimli ve doğru bir şekilde yapılabilmesi için çocuğunuzun kaybına uygun pediatrik dijital işitme cihazları tercih edilmesi gerekmektedir.
Bebek ve çocuklarda özellikle kulak arkası (BTE) işitme cihazlarının kullanımı gerekmektedir. Çocuklarda kulak arkası cihazların seçilmesinin en önemli sebebi, kulak kanalına oturan yumuşak silikon kalıplardır. Bebeklerde ve çocuklarda büyüme çok hızlı olduğu için bu kalıplar belli dönemlerde kulak kanalına küçük gelmekte ve ses iletimi bozulmaktadır. Bu yüzden bu kalıpların bazı dönemlerde değiştirilmeleri gerekmektedir. Kulak arkası cihazlarda bu kalıplar kolaylıkla değiştirilebilmektedir.
Çocuklarda en önemli sorunlardan biri olan, gürültülü ortamlarda konuşmanın anlaşılabilirliğini arttıran özel mikrofon ve işlemleme özellikleri olan dijital cihazların tercih edilmesi gerekir. Okul döneminde çocukların, daha temiz ve net bir öğrenim alabilmeleri için FM sistemi uyumlu cihaz kullanmaları gerekmektedir. Bebeklerde ve çocuklarda pil durumunu gösteren ışıklı uyaran ve pil kilidinin olduğu cihazlar tercih edilmelidir. En önemli nokta ise cihazın bu konuda uzman olan kişilerden alınarak, cihaz ayarlarının doğru yapılmasıdır. Unutmayınız ki işitme kaybına uygun verilmeyen ve doğru ayarlanmayan cihaz; çocuğunuzun işitme, dil ve konuşma gelişiminde yarardan çok zarar olarak karşınıza çıkar.